Dünya ve Türkiye ekonomisinin önemli bir kısmını oluşturan aile şirketleri, gelecek yüzyıllarda faaliyetlerine devam edebilmek için bugün kurumsal yönetim alanında ilerleme kaydetmeye devam ediyorlar.

Küreselleşme, beraberinde zorlu rekabet koşullarını getirerek şirketleri gelecekte var olabilmeleri için kurumsallaşmaya ve kurumsal yönetim alanına önem vermeye itiyor. Genel olarak bakıldığında bütün dünyada ekonominin bel kemiği sayılan aile şirketleri, sahip oldukları öneme karşın kurumsallaşmadıkları, kurumsal yönetime önem vermedikleri sürece çok kısa süre yaşıyorlar hatta ömürleri ne yazık ki kurucularının ömrüyle sınırlı kalıyor. Bu sebeple, günümüzde aile şirketleri bundan on yıl öncesine kıyasla kurumsal yönetime çok daha fazla ilgi duyuyor ve bu alanda çeşitli çalışmalar yapmaya devam ediyor.

PWC’nin 2014 yılının Eylül ayında yayınladığı “Family Business Corporate Governance Series, Building or renewing your board” adlı raporuna göre aile şirketleri kurumsal yönetimde beş aşamalı bir yolculuktan geçiyorlar. Bu yolculuğun ilk adımında aile şirketlerinde yönetim kurulu bir kişiden oluşuyor, bu kişi de şirketin kurucusu oluyor. Ardından aile üyelerinin katılmasıyla yönetim kurulu biraz daha genişliyor ve aile bireyleri ile birlikte üst düzey yöneticiler de kurula dâhil oluyor.

Dolayısıyla aile üyeleri bu süreçte işin içine daha çok girmiş oluyorlar. Bu, devamlılık planlamasına katkı sağlıyor ve kişi çokluğu kurul tartışmalarında beyin fırtınası yapma imkânı veriyor. Bundan sonraki aşamada yönetim kurulu biraz daha genişliyor çünkü kurula şirket sahibinin güvendiği, çalışma şeklini iyi bildiği yöneticiler katılıyor. Bu yöneticiler, muhasebe, hukuk gibi birçok uzmanlık alanında çalışan kişiler oluyor. Dolayısıyla yönetim kurulunun bu yeni üyeleri mesleki bilgilerini ve yeteneklerini kurula açarak çalışmaları olumlu yönde etkiliyorlar.

Farklı Uzmanlık Alanları Kurulu Geliştiriyor

Bütün şirketlerde olduğu gibi aile şirketlerinde de yönetim kurulunda kimlerin yer alacağı sorusu büyük önem taşıyor. Bu kararı verebilmek için aile içi ve aile dışı üyelerde iş deneyimi ve yeteneklere, şirketi ve aileyi tanıma derecesine ve kişiler arası ilişki yeteneğine bakmak gerekiyor. Söz konusu kriterlerden ilkine değinecek olursak, yönetim kurullarında şirketin özelliklerine bağlı olarak değişik niteliklere, uzmanlıklara sahip kişilerin yer alması kurulun başarını arttıran etkenlerden birkaçı olacaktır. Bununla birlikte, yönetim kurullarında finansal okuryazarlığı, finans, endüstri, teknoloji, yönetim, pazarlama uzmanlığı, endüstri, operasyon, aile şirketi, şirket paydaşı deneyimi olan kişilerin bulunması da kurula büyük bir avantaj sağlayacaktır. Yönetim kurullarında cinsiyet çeşitliliği ve etnik çeşitlilik de kurulun başarısı için olmazsa olmazlar arasındadır.

Öte yandan, uluslararası araştırma kuruluşlarının yayınladıkları raporlara göre, aile şirketlerinde yönetim kuruluna dışarıdan üyelerin katılması da kurulun etkinliğini arttıran faktörlerden biri olarak gösteriliyor. Bu kapsamda bağımsız yöneticiler, danışmanlar ve aile dışından müdürler yönetim kuruluna değişik bir bakış açısı kazandırırlarken, bundan önceki iş deneyimlerinden edindikleri kurumsal yönetim bilgisini yönetim kuruluna aktararak kurula fayda sağlıyorlar.